Yaşam

Araştırma sonucu korkuttu: Roket yakıtında kullanılan kimyasal, çeşitli gıdalarda keşfedildi! Hangi sağlık sorunlarına neden oluyor?

ABD merkezli bağımsız bir tüketici raporlama kuruluşu olan Consumer Reports’un gerçekleştirdiği kapsamlı bir araştırma, roket yakıtında kullanılan perklorat kimyasalının, fast food ürünleri ve taze meyve-sebzeler de dahil olmak üzere pek çok gıdada bulunduğunu ortaya koydu.

Araştırmada yaklaşık 200 süpermarket ve fast food ürününün yüzde 67’sinde perklorat tespit edildi. Özellikle bebek ve çocuk mamalarının, en yüksek ortalama perklorat seviyelerine sahip ürünler olduğu vurgulandı.

Plastik ambalajlı gıdalar ortalama 54 part per billion/ ppb (Bir çözelti veya karışım içindeki bir bileşenin milyarda bir oranını ifade eden bir ölçü birimi) ile en yüksek seviyelere ulaşırken, çocuk gıdaları 19,4 ppb ile ikinci sırada yer aldı. Meyve-sebze, fast food, fırınlanmış ürünler, süt ürünleri ve deniz ürünleri gibi diğer gıdalar ise daha düşük seviyelerde perklorat içerdi.

UZUN ZAMANDIR BÜYÜK BİR SORUN OLDUĞU BİLİNİYOR

Aslında perkloratın uzun zamandır bir sorun olduğu biliniyor; ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) 2005 yılında günlük maruziyet sınırını vücut ağırlığının kilogramı başına 0,7 mikrogram olarak belirlemişti. Consumer Reports bu seviyenin yüksek olduğunu belirtirken, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi ise sınırın kilogram başına yalnızca 0,3 mikrogram olduğunu vurguluyor.

Ayrıca ABD’deki tüketici raporu, bebek ve çocuk mamalarının perklorat içeriğinin endişe verici olduğunu ve bazı ürünlerin bu sınırların çok üzerine çıkabileceğini ifade ediyor. Örneğin, bir yaşındaki bir çocuk için test edilen kutu makarna ve peynir, Avrupa sınırının neredeyse yüzde 50’sine ulaşırken, bebek pirinç gevreği ve organik yoğurt gibi diğer ürünler bu sınırın yaklaşık dörtte birine kadar çıkabiliyor.

Peki perklorat kimyasalı hangi zararlara neden olabilir? Konuyu Pediatri Uzmanı Pınar Balgöz Ergül ile mercek altına aldık.

‘HAYVANLARIN BESLENMESİNDE KULLANILAN YEMLERDEN KAYNAKLANABİLİYOR’

Perkloratların çevresel örneklerde (atmosfer, toprak, göl, nehir ve yeraltı suları), içme ve kullanma sularında, yeşil yapraklı sebzelerde, inek sütlerinde, pirinçte, bazı meyvelerde ve gıda katkı maddelerinde farklı düzeylerde kalıntılarının tespit edildiğinin artık bilindiğini söyleyen Pınar Balgöz Ergül, “Perklorat miktarının süt ve ürünlerinde tespit edilebilir değerlerin üzerinde bulunmasının sebebi genel olarak hayvanların beslenmesinde kullanılan yemlerden kaynaklanıyor” dedi.

‘DOMATES, KAVUN, KIRMIZI LAHANA VE İŞLENMİŞ GIDALARDA DA BULUNUYOR’

“Süt bazlı bebek mamalarında ve perkloratlara maruz kalan annelerin sütünde de perkloratlar tespit ediliyor” diyen Ergül, “Süt ürünlerinden sonra en yüksek oranda meyve ve sebzelerde, özellikle ıspanak ve domateste, kavun, havuç, kırmızı lahana, portakalda, sosis ve jambon gibi işlenmiş gıdalarda, alkollü içeceklerde oldukça yüksek değerlerde perklorat bulunuyor” dedi.

‘ÜLKEMİZDEKİ ARAŞTIRMALARDA DA BAZI GIDALARDA TESPİT EDİLMİŞTİ’

Türkiye’de de bu konuda çeşitli çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Pınar Balgöz Ergül, “Daha önce ülkemizde sekiz farklı noktada çeşitli sebze ve meyve örneklerindeki perklorat kalıntı düzeylerini iyon kromatografisi yöntemi ile araştırıldı” dedi ve ekledi:

“Araştırma sonuçlarına göre lahanalarda 0.28-1.04, havuçta 0.32-1.06, greyfurtta 0.42-0.84, limonda 0.28-0.95, marulda 0.32-1.08, mandalinada 0.30-1.07, portakalda 0.24-1.02; kırmızı lahanada 0.35-1.22, ıspanakta 0.27-0.82 ve domateste 0.28-0.92 mikrogram/kg aralıklarında perklorat kalıntılarının tespit edildiği bildirildi.”

“Çalışmada ayrıca içme sularındaki perklorat düzeyi 0,44, sütlerde 0.30-0.94 ve balıklarda 0.38-0.61 mikrogram/litre olarak tespit edildiği bildirildi” diyen Ergül, “Çalışmalar genellikle ABD, Güney Kore, Japonya ve Çin gibi ülkelerde yoğunlaşıyor” şeklinde konuştu.

HANGİ SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLUYOR?

ABD’de tahmini ortalama perklorat alımı ve maruziyet sınırı Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından 0.7 mikrogram/kg olduğuna dikkat çeken Pınar Balgöz Ergül, “Küçük çocuklarda 2008-2012 verileri bu değerin 0.36-0.48 mikrogram/kg olduğunu gösteriyor. Bu değerlerin çocuklar gibi hassas bir popülasyonda bile ciddi sağlık sorunlarına yol açmasının çok da mümkün olmadığını belirtiliyor. Yine de bilimsel veriler ışığında potansiyel zararları bilinen bu kimyasala maruziyet konusunda dikkatli olunmalı, farkındalık gelişimi sağlanmalı” dedi.

Ergül, sınırı geçen miktarın ise hangi sağlık sorunlarına neden olduğuna dair şu bilgilerin altını çizdi:

“Perkloratlar tiroid bezinin normal çalışmasını engelliyor. Bu durum çocuklarda ve hamile kadınlarda önemli sağlık sorunlarına yol açıyor. Örneğin hamilelerde tiroid fonksiyonlarının bozulması fetüsün gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bebeğin tirod hormonlarının bozulması ise ciddi oranda zeka geriliği, büyüme bozukluğu, boy kısalığı ile sonuçlanabiliyor. Tiroid fonksiyonlarının bozulma sonucunda kadınlarda da ciddi metabolik sorunlar, psikolojik etkilenme, mental fonksiyonlarda zayıflama, üreme problemleri ve kalp hastalıkları gelişebiliyor.”

PLASTİK KULLANIMINI AZALTMAK ÇOK ÖNEMLİ!

Kişisel olarak bu maddeyi alıp almadığımızı tadarak anlamamızın imkânsız olduğunu söyleyen Ergül, “Mümkün olduğu kadar kontrolü yapılmış, nerede üretildiği belli olan ürünleri tüketmek oldukça önemli. Özellikle gebelikte perkloratlara maruziyete dikkat edilmesi ve gıdalarla iyot alımını desteklenmesi potansiyel tiroid fonksiyon bozukluklarına bağlı beyin hasarından korunmak için yapabileceklerimizden bir tanesi. Plastik kullanımın azaltılması da perklorat maruziyetinin azalmasına yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Fotoğraflar: Alamy

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu