Busenaz Sürmeneli (26) pandemi nedeniyle bir yıl geç yapılan 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda altın madalya kazanarak ülkemizin boks tarihine geçmişti. Aynı yıl Buse Naz Çakıroğlu (28) da gümüş madalya kazandı. Bu yaz gerçekleşen 2024 Paris Olimpiyatları’nda Çakıroğlu kadınlar 50 kilo finalinde Çinli Yu Wu ile karşı karşıya geldi, gümüş madalyanın sahibi oldu. 23 yaşındaki Hatice Akbaş kadınlar 54 kilo finalinde Çinli rakibi Yuan Chang ile mücadele etti, ilk kez katıldığı olimpiyatı gümüş madalyayla tamamladı. Esra Yıldız Kahraman (27) ise kadınlar 57 kilo yarı finalinde Tayvan’dan Lin Yu-ting’le karşılaşıp bronz madalya aldı. Sporcularımız boksa nasıl başladıklarını, olimpiyat günlerini, başarının onlar için ne ifade ettiğini, boks sporuna olan tutkularını anlattı.
◊ Boksa nasıl başladınız?
Busenaz Sürmeneli: Ben daha çok futbolla ilgiliydim küçükken. Antrenörüm Cahit (Süme) Hoca, aynı zamanda teyzemin eşi, benim enerjik ve spora yatkın doğamı sezmiş olacak ki “Busenaz’ı boksa başlatayım” demiş bizimkilere. Bu şekilde başladı yolculuk.
Hatice Akbaş: Boks sporuna babam sayesinde başladım. Ben 9 yaşımdayken bir boks salonu açtı; ben, abim ve kız kardeşim çalışmaya başladık. Diğer kardeşlerim devam etmek istemedi ama benim çok hoşuma gitti, kendimi o yaştayken bile çok güçlü hissettiğimi hatırlıyorum.
Esra Yıldız Kahraman: Spor okulları kapsamında boks antrenörünün teşvikiyle başladım. Mehmet Dalbudak Hocam bana boksu sevdirdi, hatta “Sen olimpiyatlara gideceksin” demişti. Biz bunu başardık, madalyasını da aldık.
Buse Naz Çakıroğlu: 13 yaşındaydım, şu anki antrenörüm Nazım (Yiğit) Hoca’yla 15 yıldır beraberiz. Erkek kardeşim kolunu kırdıktan sonra fizik tedavi süreci başladı, kolunu güçlendirmek için spor salonuna yazıldı. Ben de gittim. Antrenörüm aileme yetenekli olduğumu, devam edersem çok büyük başarılar kazanabileceğimi söylemiş. Daha küçüğüm ama antrenman yapmayı seviyordum, görev adamı gibiydim. Ben solağım, iki eli kullanmak önemli boksta. Ters gardda, düz gardda dövüşebiliyordum.
Buse Naz Çakıroğlu
◊ Olimpiyatlara nasıl hazırlandınız, biraz bahseder misiniz?
Busenaz Sürmeneli: Günde çift antrenman yaparak çok yoğun bir dönem geçirdim. Önemli şampiyonalardan önce aslında her anınız antrenmanla geçiyor. Kafanızı dağıtmaya çalışmak bile bunun bir parçası. Her gün 6-7 saati spor salonunda geçiriyoruz ama aslında
7/24 olimpiyatlara hazırlanıyoruz.
Hatice Akbaş: Olimpiyatlar öncesi uzun süren yoğun kamp süreçlerimiz oldu. Genelde sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde çift antrenman yaptık. Hocalarımız kondisyon, dayanıklılık ve teknik antrenmanlar olarak çalışmalarımızı şekillendirdi.
Esra Yıldız Kahraman: Boks zor bir branş; güce, hıza, cesarete, dayanıklılığa ve kondisyona ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ve ona göre bir hazırlık süreci geçiriyoruz
◊ Mental olarak kendinizi hazır hissetmeyi nasıl sağlıyorsunuz? Bir de özel bir beslenme programı uyguluyor musunuz?
Busenaz Sürmeneli: Branşımızın en zorlu yanlarından biri doğru kilodayken maçlara girebilmek ve maç öncesi tartı kontrolünden geçebilmek. Bu yüzden bazı geceler aç ve susuz yattığımız oluyor. Uzun süreli diyetler de uyguluyoruz.
Hatice Akbaş: Kilo konusunda kontrollü gitmek bizim için çok kritik. Bu yüzden diyetisyenimle sıkı bir beslenme programı takip ettim. İşin mental tarafı ise teknik yeterlilik kadar önemli, orada da ciddi bir hazırlık yapmak gerekiyor. Maç öncesi iyi yaptığım şeyleri gözümün önüne getirerek kendimi mental olarak hazırlıyorum.
Buse Naz Çakıroğlu: Fiziksel olarak hazırlanmak bence her zaman en kolayı. Antrenman, dinlenmek, uyumak… En zoru bunu aynı düzeyde devam ettirmek. Aldığımız psikolojik destekler, danışmanlıklar çok önemli.
◊ Olimpiyatlarda madalya kazanmak nasıl bir duygu?
Busenaz Sürmeneli: Altın madalya kazanmak tarifsiz bir duygu. Sporun ve yaptığınız işin zirvesindesiniz. Ötesi yok. O an binbir çeşit duygu patlamasını aynı anda yaşamıştım. Çok gururluydum. Hem ülkeme bu başarıyı kazandırdığım için hem yıllarca bıkmadan usanmadan çalışıp emek verdiğim için.
Hatice Akbaş: Bütün emeklerimin, sabrımın, azmimin toplanıp bir madalyada buluştuğunu hissediyorum. O madalyada siz sadece bir olimpik başarı görüyorsunuz belki ama benim gözümün önünden çok şey geçiyor, her seferinde duygulanmadan edemiyorum. Başarım, en başından beri kendime olan inancımdan geliyor. Çok istedim, çok sabrettim ama en çok da inandım. Bu bence beni başarıya taşıyan en büyük etkendi.
Esra Yıldız Kahraman: Çok farklı bir hissiyat, bunu kelimelere dökemiyorum. 27 yıllık yaşamımın en zirve dönemiydi, evet rengi altın olsun istiyordum, bunun için yola çıkmıştım, içimde onun burukluğu var, ama o kürsüde olmak çok farklı bir duygu.
Esra Yıldız Kahraman
HEDEF 2028!
◊ Olimpiyat öncesi ve sırasında sizi en çok motive eden şey neydi?
Buse Naz Çakıroğlu: Beni artık motive eden tek şey şampiyon zihniyeti. Ben gittiğim her yerde şampiyon olmak istiyorum. Eve şampiyon dönmek istiyorum. Madalya değil, şampiyonluk. Yaptın, yine yaparsın diyorum hep.
Busenaz Sürmeneli: Tokyo için konuşursak; rahmetli dedem vefat etmeden önce ona olimpiyat şampiyonluğu sözü vermiştim. Antrenmanlarda da, maçlarda da hep bunu hatırladım. Bu beni en çok ateşleyen ve düştüğümde beni ayağa kaldıran düşünce olmuştu. Paris için konuşursak; ‘Bir kez altın madalya aldın Busenaz, bir ikincisini daha alırsan yine tarihe geçeceksin’ diyordum içimden. Nasip olmadı ama sağlık olsun.
Hatice Akbaş: Ülkemi gururlandırmak, her zaman destekleriyle maddi manevi yanımda olan kulübüm Fenerbahçe’yi temsil etmek ve babamın benim için yıllardır verdiği emeklerin karşılığını ona sunabilmek benim temel motivasyonumdu.
Esra Yıldız Kahraman: Olimpiyat sırasında ve öncesinde beni en çok motive eden şey tabii ki ailem, arkadaşlarım, eşim, dostum ve gelen destek mesajlarıydı. İnsanın böylesi bir süreçte dostlarının olduğunu bilmesi çok farklı bir duygu. Hepsi iyi ki var.
Busenaz Sürmeneli
◊ Olimpiyatlar sırasında yaşadığınız en zorlu an neydi ve bunu nasıl aştınız?
Busenaz Sürmeneli: İlk maçımdan iki gün önce hastalandım. Hızlı bir tedavi uygulamaya çalıştık. Maça sadece iki saatlik uykuyla çıkmak zorunda kaldım, o da beni çok zorladı. Sonrasında da tam olarak iyileşemedim ve fiziksel olarak en iyi Busenaz’ın uzağındaydım.
Hatice Akbaş: Madalyayı garantileyeceğim çeyrek final maçı öncesi biraz stresliydim. Buradan en iyi sonuçla ayrılmak her zaman ilk hedefimiz ama bir madalyayla taçlandırmayı çok istiyordum. Neyse ki
üzerimdeki baskıyı maça çıktığım anda atabildim. Orada, sonuçtan ziyade o ana odaklanmak benim yolumu açtı.
Esra Yıldız Kahraman: İnsanın en büyük motivasyonu hayalleri, hedefleri. Birçok noktada kırıldım, birçok noktada zorlandım. Her gün olimpiyat kürsüsünün zirvesinde kendimi düşünerek içsel motivasyonumu diri tutmaya çalıştım, bu rakiplerime göre bir adım daha önde olmamı sağladı. Sonuçlarını almaya başladık, inşallah 2028’de bu kez altın madalyayla döneceğim ülkeme.
Hatice Akbaş
◊ Paris aklınızda nasıl kalacak?
Busenaz Sürmeneli: Buraya gelene kadar büyük savaşlar verdim. Bizi izleyen vatandaşlarımız sadece ringe çıktığımız 9 dakikayı görüyorlar ama bunun gerisinde 4 yıllık bir emek var. Annemden, babamdan, kardeşimden ayrı geçirdiğim yıllarım var. Saha içinde veya saha dışında çözmeye uğraştığımız onlarca problemimiz var. Bizler de insanız doğal olarak. Bunca verdiğim savaştan sonra Paris’e zihin olarak yorgun geldiğimi biliyordum ama kendi kendime ‘Belki yine başarırsın Busenaz’ diyordum. Olmadı. Biraz buruk hatırlayacağım yani Paris’i. Hayatın içinde bunlar var… Bir de bu süreçte kulübüm Fenerbahçe’nin benim için gösterdiği çaba ve her zaman arkamda durup bana destek olması kendimi çok özel hissettirdi. İyi ki varlar.
Hatice Akbaş: İlk olimpiyatım olduğu için bende her zaman çok özel bir yeri olacak. Her anı, her saniyesi çok özeldi. Madalyamı aldığım anı, olimpiyat köyünde geçirdiğim zamanı ve madalyamla turladığım Şampiyonlar Parkı’nı asla unutamayacağım.
Esra Yıldız Kahraman: Paris benim aklımda mutlu bir anı olarak kalacak, güzel bir şehir olarak kalacak. Belki şimdi değil ama ileride tekrar ziyaret etmek isterim.
Buse Naz Çakıroğlu: Türkiye’ye dönüp dinlendikten sonra kadın boksu olarak neler yaptığımızı daha çok idrak ediyoruz. Elimizden gelen her şeyi yaptık, ekip olarak iyi çalıştık, keşke dediğimiz herhangi bir durum yok. Bu madalyanın tadını çıkaracağız. Biraz dinlenip, sonra ne yapmak istiyorsak ona başlayıp yolumuza devam edeceğiz.
‘KENDİLERİNİ SAVUNMAYI, ÖZGÜVENLİ OLMAYI ÖĞRENİRLER’
◊ Kadın boksör olmak nasıl bir deneyim? Önyargılarla karşılaştığınız oluyor mu?
Busenaz Sürmeneli: Yaptığınız işte, yürüdüğünüz yolda kararlıysanız ve günün sonunda verdiğiniz emeğin karşılığını aldığınızı gösteriyorsanız, aileniz ve toplumun geri kalanı da
saygı duyuyor ve engel olmak yerine destek olmaya başlıyor. Bu aşamaya gelene kadar çok dirayetli olmalısınız.
Hatice Akbaş: Boks ya da sporun herhangi bir dalı kadınlara inanılmaz bir özgüven sağlıyor. Kendini yeterli ve güçlü hissettiğin zaman toplumun önyargılarına aslında çok da takılmıyorsun. Ben tüm ailelere kız çocuklarını bir spor dalına yönlendirmelerini öneriyorum. Hem hayatında bir disiplin oturtma hem de hayata karşı daha sağlam bir duruş sergilemek için
bu çok önemli.
◊ Aileniz ve yakın çevreniz bu süreçte size nasıl destek oldu?
Busenaz Sürmeneli: Annem eski bir sporcu olduğu için beni iyi anladı ve iyi yönlendirdi. Her zaman teşvik etti. Özellikle onun bu desteği benim adımlarımı daha güçlü atmamı sağladı.
Hatice Akbaş: Ailem tüm spor hayatım boyunca en büyük destekçim oldu. Zaten babam aynı zamanda antrenörüm, bu yüzden omuz omuza bütün zorlukları birlikte aştık. Bir baba kadar kızını kimse anlayamaz; düştüğüm, yorulduğum ya da güçlü olduğum zamanlarda beni nasıl yönlendireceğini en iyi şekilde bildi, ona minnettarım. Kulübüm Fenerbahçe en büyük destekçimdi, gereken her imkânı sağladılar.
◊ Genç sporculara, özellikle boksla ilgilenmek isteyen genç kadınlara tavsiyeleriniz neler olur?
Busenaz Sürmeneli: Boksta devamlılık esas. Yumruk da yiyeceksiniz, yumruk da atacaksınız. Bir antrenman çok iyi geçecek, bir antrenman kötü. Kötü geçen antrenmandan sonra ertesi gün salona aynı hevesle gidebiliyorsanız, yediğiniz yumruktan sonra yenisini atmak için hevesiniz artıyorsa yolunuz açık olsun. İlla madalya almak zorunda değilsiniz kızlar, spor insanın kendisiyle mücadelesi aslında. Başarma hissi en iyi böyle yaşanıyor, unutmayın.
Hatice Akbaş: Kesinlikle başlasınlar. Kendilerini savunmayı, özgüvenli olmayı, spor sayesinde hayatlarında güzel bir disiplin yakalamayı öğrenirler. Sonrasında gelen başarılar zaten tarif edilmez mutluluklar yaşatıyor insana.
Esra Yıldız Kahraman: Hangi sporu seçtiğiniz önemli değil, branşın gereksinimlerini tamamlamanız gerekiyor, bunu bilmelisiniz. Beslenmenize, uykunuza dikkat ederseniz eğer sonucun pozitif olmama gibi bir ihtimali yok. Evet, kaybedişleriniz olacak ama kazanımlarınız da olacak. Hedefinize odaklandıysanız bundan hiçbir şeyin sizi geri çevirmemesi gerekiyor. Bunun bilincinde olursanız bence geç de olsa başaracaksınız.
Buse Naz Çakıroğlu: Boks branşı bireysel olarak kendinizi gösterebileceğiniz, ön plana çıkarabileceğiniz, sahnede sadece sizin olduğunuz, hatalarla ya da doğrularla dolu bir branş.
O an, anda olmanız gereken branşlardan. Severek yapılmalı. Denedikten sonra bırakabilen çok az kişi var. Ağır, zor bir spor ama sevilirse görüyorsunuz hangi noktalara gelebileceğinizi. Keyif almak önemli.
◊ Boks dışında ilgilendiğiniz başka sporlar veya hobiler var mı?
Busenaz Sürmeneli: Futbolu severim. Eskiden oynamışlığım da var. Bunun dışında ben huzur insanıyım. Arkadaşlarımla çıkalım, gezelim, sohbet edelim; bunlar benim hobim. Çünkü yılın yüzde 99’unda kamplarda olduğumuz için arkadaşlarla kafede oturup normal sohbet etmek lüks hale geliyor bizler için.
Hatice Akbaş: Boks kariyerimden önce muay thai ve kick boks branşlarında da müsabakalara çıkmıştım. Boş zamanlarımda arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, kahve içmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi çok severim. Ayrıca alışveriş yapmak da en sevdiğim aktivitelerden.
◊ Kariyeriniz sona erdiğinde, boks camiasında nasıl hatırlanmak istersiniz?
Busenaz Sürmeneli: Hiç öyle madalyalar, altınlar falan demeyeceğim. Ben kariyerimi bitirdiğimde hayatına uzaktan veya yakından dokunduğum insanlar “Busenaz vefalı ve fayda sağlamak için uğraşan bir insandı” desinler. Hayattaki amacım da budur.
Hatice Akbaş: Kariyerim sona erdiğinde, boks camiasında cesareti, kararlılığı ve azmiyle tanınan bir sporcu olarak hatırlanmak isterim. Ayrıca genç kadın sporculara ilham veren biri olarak anılmak benim için büyük bir onur olur.
HER MAÇTA HOP OTURUP HOP KALKTIK
Boksörlerimizin başarılarıyla sevindik, yenilgilerinde onlarla birlikte üzüldük. Olimpiyatlar boyunca her müsabakada ringe adeta onlarla birlikte çıktık.
‘ÇOCUKLUĞUMUZDAN BERİ BİRLİKTEYİZ’
◊ Kadın boksörler arasında dayanışma var mı?
Buse Naz Çakıroğlu: Biz gerçekten çocukluğumuzdan beri beraberiz, 10-15 senedir bu işi yapıyoruz. Buse’nin hayatında üzüldüğü ya da mutlu olduğu günler hangi günler biliyorum. Ya da Hatice’nin, Esra’nın… Birçok şeyi paylaşıyoruz. Bazen tartışıyoruz, aile gibi. Kendi maçımdan daha çok onların maçında heyecanlanıyorum. Onlar bazen ringe çıktığında kardeş hissiyatıyla kötü bir şey olsa ne yaparım diye düşünüyorsunuz ister istemez. Hatice ya da Esra’nın madalya kazanması Sürmeneli ve benim için her zaman daha iyi çünkü bizim üzerimizdeki o sorumluluk biraz olsun kalkmaya başlıyor. Onlar da madalya kazanıyor ve bir sonraki olimpiyatta yanımıza birkaç kişi daha eklense, madalya sayısı daha da fazla olsa üzerimizdeki baskı ya da stres daha da çok azalacak. Hepimiz birbirimizi özellikle Paris’te çok fazla destekledik. Hepimiz aynı odanın içerisinde farklı yerlerde kaldık. Maç öncesi, sonrası hep beraberdik. Sıkıldık, uyuyamadık… Hep beraber yaşadık bu olimpiyatı.
‘NEYE TEPKİ GÖSTERİYORUZ, BİLMİYORUZ’
◊ Bu olimpiyatlarda interseks olduğu iddia edilen Cezayirli boksör Imane Khelif ve Tayvanlı boksör Lin Yu-ting çok tartışıldı…
Buse Naz Çakıroğlu: Bu konuyu aslında değerlendirmek istemiyorum, konuştuğumda tepki görüyorum. Bu sporcuların yerinde olmak istemezdim, biraz empati yapmak gerekiyor. Doğrudan iki sporcuya da erkek diyemezsiniz, kadın olarak doğmuşlar. Vücutlarında doğumdan bulunan bir kromozom için ya da bir yüksek oran için kimseyi suçlayamazsınız mantıken. Herhangi bir karar, açıklama yok. Neye tepki gösteriyoruz, neyin önünü kesmeye çalışıyoruz, hiçbirimiz bilmiyoruz.
Esra Yıldız Kahraman: Cinsiyet tartışmalarla alakalı konu hakkında federasyon başkanımız Eyüp Gözgeç (Türkiye Boks Federasyonu Başkanı) Beyefendi gerekli açıklamaları yaptı. Bu konuyla alakalı itirazlarımızı yaptık, sonucunu bekliyoruz. Sonuçlanana kadar bu konuyla alakalı bir şey konuşmanın doğru olduğunu düşünmüyorum.